Yunus Emre Kimdir?
Yunus Emre, bulunduğu dönemin en başarılı şairlerinden biridir. Tamamen halka hitap etmiş ve sade bir dil kullanmıştır. Şiirlerinde daha çok konuların öne çıkmasını tercih eden başarılı bir tasavvuf şairi olan Yunus Emre, günümüzde hala en çok okunan şairler arasındadır.
Yunus Emre’nin Hayatı
Yunus Emre 1240 yılında doğmuş 1321 yılında hayata veda etmiştir. Pek çok ünlü ozan gibi Yunus Emre’nin de yaşadığı yer tam olarak bilinmemektedir; ancak çeşitli eserlerden yola çıkarak Eskişehir ilinde bulunan Mihalıççık ilçesinin bir köyü olan Sarıköy’de yaşamını sürdürdüğü düşünülmektedir.
Yunus Emre’nin yaşamı ile ilgili kesin bilgilere ulaşılamamakla beraber, bazı rivayetler bulunmaktadır. Bu rivayetlere göre Yunus Emre, okulda başarısız bir öğrenci olup, okumayı ve yazmayı bir türlü öğrenememektedir. Bu durumu gören babası, Yunus Emre’yi okuldan alarak, işlerin başında durmasını ve çalışmasını istemiştir. Çiftçilik yaparak, hem babasına yardım eden hem de geçimini sürdürmekte olan bu büyük ozan, Hacı Bektaş-i Veli ile tanışma şansına erişmiş ve bu tanışmanın ardından da insanların bildiği Yunus Emre olmaya, adım adım yaklaşmıştır.
Yunus Emre’nin Hacı Bektaş-i Veli ile tanışmasına bir kuraklık ve kıtlık dönemi vesile olmuştur. Yiyecek hiçbir şeyi kalmayan ailesi için, yörenin eli açık insanlarından bir tanesi olan Hacı Bektaş-i Veli’nin yanına giden Yunus Emre, kendisinden buğday ister. Hacı Bektaş-i ise; Yunus Emre’nin efendi ve saygılı halinden oldukça etkilenmiş olsa gerek ki kendisini Taptuk Emre’ye yönlendirir ve tanışmalarını sağlar.
Taptuk Emre, bir derviştir ve dergâhında pek çok kişiyi zaman zaman misafir etmektedir. Yunus Emre ise bu dergâhta odun taşıma ile görevlendirilmiştir. Yunus Emre, Taptuk Emre’nin dergâhında geçirdiği uzun zaman içerisinde kendini sevdirmiş ve dürüstlüğü ile Taptuk Emre’nin de takdirini kazanmıştır. Taptuk Emre, Yunus Emre’nin kızı ile evlenmesini ister ve dergâhta yer almaya devam etmesini söyler. Ancak, ne kadar zaman geçerse geçsin Yunus Emre, bir türlü dervişlik sıfatına ulaşamaz. Bunun üzerine, dergâhtan ayrılır ve kendi yolunda ilerler. Bu dönemde, pek çok insan ile tanışır ve aslında dergâhta ne kadar çok şey öğrendiğini anlar. Büyük ozanın şiirlerinin çoğunluğu da bu dönemde yazılmıştır. Bir bakıma Yunus Emre’nin olgunlaşma dönemi olan bu sürecin ardından, tekrar dergâha dönen Yunus Emre, ustasından özür diler ve hayatının sonuna kadar Taptuk Emre’nin yanında dergâhta yaşar.
Yunus Emre’nin Eserleri
Yunus Emre, hayatı boyunca pek çok şiir yazmış olsa da yalnızca iki adet eser ortaya koymuştur. Eserleri kapsamlı olup, derlemeler şeklinde oluşturulmuştur.
Yunus Emre’nin en önemli özelliği, şiirlerini halk dili ile yazmış olmasıdır. Bu nedenle gerek yaşadığı devirde gerekse günümüzde, şiirleri rahatlıkla anlaşılabilmektedir. Yaşamının büyük bir kısmını dergâhta geçirmesi ve dervişliğe ulaşmak için harcadığı çabaların da etkisiyle, şiirlerinin çok büyük bir kısmının konusu tasavvuftur. Şiirlerinde Allah’a olan sevgisini anlatmıştır. En güzel ve en çok bilinen örneği de ‘’Bana seni gerek seni’’ şiiridir.
Hayatını, tasavvuf yolunda şekillendirmiş olan halk ozanı Yunus Emre’nin yaşamı boyunca hazırladığı iki eserden birisi Divan diğeri de Risalet-ün Nushiyye’dir. Divan adlı eserinde, yazdığı tüm şiirleri derlemiştir. Risalet-ün Nushiyye ise düz yazı ve şiirlerden oluşmaktadır. Okuyan kişilere öğüt verme amacı güdülmekte olup, tasavvufa ait, sabır, hoşgörü gibi kavramların güzelliği anlatılırken, cimrilik, kin, nefret gibi duyguların da ne kadar kötü olduğu üzerinde durulmuştur.
Yunus Emre’nin şiirlerinin büyük bir kısmı, hece ölçüsü ile yazılmıştır. Pek çok halk şairi gibi Yunus Emre de asıl ölçüyü hece ölçüsü olarak görmüştür. Bu yönü ile yaşadığı dönemdeki şairlerden ayrılmaktadır. Risalet-ün Nushiyye eserinde ise; bir istisna yaparak şiirlerini aruz ölçüsü ile yazmış ve aruz ölçüsünde de ne kadar başarılı olduğunu net bir şekilde göstermiştir.
Adres:
Gazi Osman Paşa Mahallesi Göksu Sokak No33 Turhal/Tokat
Telefon
0 356 275 63 78